Sultan II. Abdülhamid akıllı davrandı,

1898 yıllında çıkardığı irade ile,

Musul petrollerini;

Hazine- i hassaya bağladı.

Petrol bölgesinin hem pazarlık payını,

Hem de güvenliğini arttırmak istese de;

Emperyalist İngiltere karşısında başarılı olamayacaktı.

Çünkü,

İngiliz Dışişleri Bakanlığı;

23.Kasım 1915‘te,

İngiliz – İran petrol şirketine yazdığı mektupta;

” İngiliz çıkarlarının şiddetle korunmasını ” tavsiye etmiş,

Petrol alanı üzerinde,

“Bütün ekonomik imtiyazlara sahip olmasını;

İngiltere devletinin vazgeçilmez hedefi” saymıştı.

Gerçekten de,

Osmanlı ve petrol havzası,

Resmen işgal edildiği Mondros anlaşmasından çok önce;

Daha 1916’da,

Sykes-Picot adlı gizli anlaşmayla;

Çoktan paylaşılmıştı.

Artık emperyalizm işi kılıfına uyduracak,

Ünlü 7’ci madde gereğince;

Kendi güvenliklerini bahane ederek işi tamamlayacaklardı.

TAMAMLAYAMADILAR

Bir komutan çıktı

İngiltere’nin Anadolu’daki ordusunu,

İzmir’den geldikleri yere;

Geri yolladı.

Tuttu,

Türk devrimini başardı.

Ulusal sınırları içinde modern devlet,

O devleti de kuran;

Bir ulus yarattı.

HAZMEDEMEDİLER KARDEŞİM.

Yaklaşık bir asır sonra,

Soğuk savaş sonrası yeni dünya düzeninde,

Emperyalist batının gözü yine Körfez bölgesinde.

Petrolü,

Düşman güce kaptırmama derdindeydi.

İngiltere,

Hasta adamın elinde kalmasına razı gelmediği

Osmanlı’nın Bağdat ve Musul kaynakları gibi;

ABD‘de,

Petrolü yedirmedi.

İran savaşında uzun yıllar desteklediği,

Kuveyt’e girmesi için de yüreklendirdiği IRAK’a;

Bir gece ansızın giriverdi.

Kimyasal ve biyolojik silahlar,

Bahane tıpkı bir asır öncesi gibi hazır;

Ve kendi güvenlikleri idi.

Bağdat’ın düştüğü gün,

Firdevs Meydanı‘ndaki 6 metrelik Saddam Hüseyin heykeli;

Ülkelerini işgal eden güçleri çılgınca alkışlayan Iraklılarca,

Tahrip edildi.

O gün,

İşgal kuvvetlerini alkışlayan şuursuz Iraklılardan,

Yarısı çocuk;

Açlık ve kötü koşulların etkisi ile bir milyonu öldü.

Nüfusun %16’sını oluşturan beş milyon kişi,

Evini – yurdunu kaybetti.

Bağdat’ın düştüğü gün işgalcilerini alkışlayan,

Milli benliğinden habersiz;

Şuursuz zihniyetin bir benzeri

Dün Samsun’da,

Emperyalizme en büyük tokadı atmış Atatürk’ün

4,75 metre yüksekliğindeki TUNÇDAN yapılma atlı heykelini;

Tıpkı Firdevs Meydanı’ndaki gibi,

İple asılarak;

Yıkmak istedi.

Yıkamadılar …

Emperyalizm’e karşı savaşımın ilk gününü simgeleyen

Samsun Onur Anıtı.

Y I K I L M A D I …

Emperyalizm ve

Dün Irak’ta ,

Bugün Türkiye’de;

Emperyalizmi alkışlayan şuursuz yerli işbirlikçileri iyi bilmelidir ki

Saddam’ın heykeli de kendi diktatörlüğü gibi çürük idi.

Günümüzde,

Atatürk’ün ilke ve devrimleri de,

Cumhuriyet Türkiyesi de;

Kurucu iradeyi temsil eden,

Demokratik, lâik ve sosyal bir hukuk devletimizde;

Tıpkı,

Samsun’daki gösterişli TUNÇ heykel kadar sağlamdır

Ara sıra,

Bir iki şuursuz serseri çıksa da;

Atatürk,

İlke ve devrimleri ile;

Samsun’a çıktığı ilk gün gibi

Türk milletinin ruhunda ve aklındadır.

KEMALİZM MİLLİ İDEOLOJİMİZDİR

5816 Anma Atatürk Başucu Kitapları Cemil ÖZ CHP Cumhuriyetçilik Devletçilik Devrimcilik Diyanet İşleri Başkanlığı Ermeni Mezalimi Halkçılık Hukuk Kemalin Askerleri Kemalizm Laiklik Megali İdea Prof. Dr. Anıl ÇEÇEN Prof. Dr. Ergün AYBARS Tarih Turgut Özakman Türk Modernleşmesi Türk İstiklal Harbi Ulusçuluk İzmir İzmir'in İşgali İzmir Barosu