KADINI HİMAYE EDEN ULUSLARARASI SÖZLEŞMEDEN ÇEKİLMEK NE KADAR YANLIŞSA DA,

Kadını – çocukları kanunlarla polisle jandarmayla değil,

Bu ZİHNİYETLE mücadele ederek;

Ve ancak Türk modernleşmesini tamamlayarak koruyabiliriz …

a- Bu memlekette devlet kurumu diyanet, “buluğ yaşına giren kız velisi olmadan nikahlanabilir” deyip tepki üzerine çark etmedi mi ?

b- İslami görüşte bu buluğ yaşı kızlarda 9-15 değil mi ?

c- Bilmem ne derneği başkanı “6 yaşındaki çocukla evlenilebilir” veya bir başkası “Örtüsüz kadın perdesiz eve benzer. Perdesiz ev ya satılıktır ya da kiralıktır” dediğinde; memleketimin savcısı bu sözlerde ifade özgürlüğü bulup takipsizlik kararı vermedi mi ?

d- 45 oğlan çocuğunun tecavüze uğradığı bilmem ne vakfını savunmak zorunda kalan bakan, “Bir kereden bir şey olmaz” demedi mi ?

e- Müftüler kul hakkı / haram lokma yerine, kadın bedeni üzerinden fetva vermedi mi ?

İşte bu hazin tabloda …

Kadın cinayetleri de;

Parkta güvenle oynaması gereken çocuklarımızın başına korkunç şeyler gelmesi de bir rastlantı olabilir mi ?

Atatürk,

Daha Cumhuriyetin ilanında önce ocak 1923 de İzmir’de yaptığı bir konuşmada diyordu ki :

“Bir toplum, cinslerden yalnız birinin yüzyılımızın gerektirdiklerini elde etmesiyle yetinirse, o toplum yarı yarıya zayıflamış olur. Bizim toplumumuzun uğradığı başarısızlıkların sebebi, kadınlarımıza karşı ihmal ve kusurdur.Bir toplumun bir uzvu faaliyette bulunurken; öteki uzvu atalette olursa, o toplum felce uğramış demektir…”