Yazı

2022 Yılı İzmir Barosu Genel Kurulunda Arbede

Paylaş !

Değerli meslektaşlarım,

Sizleri sevgi ve saygı ile selamlıyorum.

Başkan adayları ve yol arkadaşlarına başarılar diliyorum.

Baro yönetim kurulundaki meslektaşlarıma emekleri için teşekkür ediyorum.

Düşünce ve eleştirilerimin, bir gurubu bağlamadığını bireysel olduğunu işaret ediyorum.

Değerli avukat kardeşlerim,

Konuya doğrudan gireceğim,

Türk yargı sisteminin kurucu unsuru olan avukatlarının istisnalar haricinde ekonomik durumu facia noktasındadır.

Türk avukatları bu noktaya bilinçli şekilde getirilmiştir.

20 yıl evvel 7-8 geçmeyen hukuk fakülteleri bugün 100 den fazladır.

O tarihlerden başlayan planlı bir tercih ile avukatların sayısı her yıl binlercesi eklenerek arttırılmıştır.

Avukata talep aynı oranda artmadığından

Bu durum, meslek içi haksız rekabetin doğmasına neden olmuştur.

Bugün, her ölçekte hukuk bürosu emeğinin karşılığını alamıyor

Bünyesinde çok sayıda meslektaşımızın çalıştığı bürolar bir müvekkilin çok sayıda davasını sabit ve düşük ücretlerle bakıyor.

Meslektaşlarımız Asgari Ücret Tarifesinin de altında dava alıyor.

Almak zorunda kalıyor.

Tüm bunlar,

Türk avukatlarının bilinçli şekilde içine düşürüldüğü ekonomik buhran nedeniyle yaşanıyor.

Amaç,

Demokratik laik sosyal hukuk devletini sahiplenen avukatların, direnme ve mücadele gücünü kırmaktır.

Bunu destekler mahiyette barolar bölünmeye çalışılıyor.  

Meslektaş meslektaşa kırdırılmaya çalışılıyor

Ve arabuluculuk sistemi

Türk avukatları,

Bir yanda,

Yıllarca bitmeyen,

Bittiğinde de enflasyon nedeniyle ekonomik değeri kalmayan davalarla ömrünü geçiriyor.

Diğer yanda Arabuluculuk denilen,

Esasen sermayenin yani para sahibinin sözünün geçtiği,

Uzayan yargılama süresinin borçlu tarafından koz olarak kullanıldığı,

İşçinin – emekçinin – hak sahibinin hakkının hukukunun korunmadığı bir sistemle uğraşıyor.

İşçi emekçi kendisini kapı önüne koyan patronunun kapısını tekrar çalmadan dava açamıyor.

İşçiyi kapı önüne koymak serbest, dava açmak yasak oluyor.

Türk avukatları,

Bir yandan

Bittiği zaman “geciken adalet” nedeniyle,

Sonuca ulaşmayan davalar

Ekonomik sorunlarla ömür tüketirken.

Diğer yandan

Arabuluculuk sistemi ile göbekten siyasi otoriteye bağlanmak isteniyor.

Kimsenin önünde eğilmeyiz diyen avukatlar,

Arabuluculuk daire başkanlığının talimatları karşısında ne yapacaklarını şaşırıyor.

Parayı veren düdüğü çalmak istiyor.

Türk avukatları,

Arabuluculuk sistemi ile bindiği dalı kesiyor.

Bilinçli ve emperyalist bir proje kapsamında

Tıpkı,

Eğitimin sağlığın milli olmaktan çıkartılıp ve özelleştirildiği gibi,

Ulusal egemenliğin 3 unsurundan biri olan Türk yargısı

Milli olmaktan çıkartılıp özelleştirilmeye,

Bekli de,

Çeşitli unsurlar için hukukun ayrı ayrı uygulanabildiği,

Çoklu hukuk sistemi haline getirilmeye çalışılıyor.

Avukatlar ve barolar

Bir yanda ekonomik buhran

Bir yanda arabuluculuk sitemi,

Tüm bu kötü gidişe ses çıkaramaz hale getiriyor.

UYARIYORUM,

Değerli meslektaşlarımızın emek verdiği Arabuluculuk büroları,

Hemen değilse de orta ve uzun vadede,

İçinde yüzlerce bordro mahkumu genç avukatın çalıştığı,

Haraç mezat satılan cumhuriyetimizin milli şirketlerinde olduğu gibi

Sahibinin bir Türk olmayacağı,

Uluslar arası sermayenin söz sahibi olacağı,

Hukuk şirketleri haline gelecektir.

Bu KAPİTALİST Amerikan sistemidir.

OYSA

Burası Amerika değildir.

Gazi Kemal Atatürk’ün kuruduğu HALKÇI Modern Türkiye Cumhuriyetidir.

DEĞERLİ MESLEKTAŞLARIM,

ÇAĞDAŞ GRUBU AÇIKÇA ELEŞTİRİYORUM.

Yukarıda izah ettiğim olumsuz gelişmeler yaşanırken

Baro yönetimi,

Bu konularda herhangi bir adım atmamış

Kendi dünya görüşleri gereği önem verdikleri birkaç merkez hariç baro çalışmamıştır.

Adliyelerin ve baronun hali ortadadır.

Her yerde bir düzensizlik ve boş vermişlik vardır.

Ellerimizle kurduğumuz Atatürk Araştırma Merkezi’nin önce odası alınmış sonra işlemez hale getirilmiştir.

Aynı yönetim,

Burnumuzun dibinde Ege adaları işgal edilirken,

Ülkemiz sözde Ermeni soykırımı iddialarına uğrarken

İzmir’in işgalden kurtuluşunun 100. yılında Rumların soykırıma uğradığı iddia edilirken

Bu toprakların Bizans İmparatorluğuna ait olduğunu düşünüp ortada dolaşan papazlara, ekümenik formaları giydirilirken

Sessiz kalmayı tercih etmiştir.

Sessiz kalmayan bir kişi vardır,

Oda çok sevdiğiniz başkanınızdır.

Cüppe törenlerinde her fırsatta Karl Marks’tan alıntılar yaparak,

Bulunduğumuz çağda

İzmir gibi bir yerde

Gelen konuklar önünde hem kendini hem baromuzu küçük düşürmüştür.

AMA AYNI YÖNETİM,

Bazı konularda oldukça hassasiyet göstermiştir.

Örneğin,

Türk devletinin kuruluş felsefesini oluşturan,

Bu topraklarda kardeşçe yaşamamızın yolunu açan,

Misak-ı milli ve ulus devlet esaslarımızı BENİNSEMEYEN,

AKSİNE

Yıllarca,

Bu ülkenin değerli yurttaşlarını öldüren,

Sakat bırakan çeşitli acılar yaşatan

Bölücü terör örgütüne terör örgütü diyemeyen

Sözde bir partinin

Sözde bir vekiline

Hem de şaka gibi,

Bir ulusal bayramda

Ulusal egemenliğin yıl dönümünde baronun bünyesinde canlı yayın yaptırdınız.

Yetmedi,

İnsanımızı öldüren alçaklara karşı,

Muzaffer Türk ordusunun gerçekleştirdiği sınır ötesi operasyonuna,

Açıkça karşı çıktınız.

Utanmadan,

Süslü sözler ardına gizlenen asıl amacı meşru kılmak için,

Büyük Atatürk’ün yurtta barış dünyada barış sözünü kullandınız.

Arkadaş hiç düşündünüz mü,

O esnada o cephede,

Yaşamını ulus için kardeşlim !!!

Yani sizler bizler için feda edecek o kamu görevlisi neler hissediyor.

En acısı da

Bu eylemleri grup olarak değil

İzmir Barosu adına yaptınız.

İki yüzlü davrandınız,

Terör amaçlı ormanlar yakılırken,

İnsanlarımız katledilirken ses çıkartamadınız.

AMA

Terörizmle mücadele edilirken

Kuyruğuna basılmış kediler gibi bas bas bağırdınız.

İşte bu nedenle;

İzmir gibi,

İnsanların kardeşçe yaşadığı

Ulus devletin ve cumhuriyetin kuruluş felsefesinin yürekten benimsendiği bir şehirde

O ilin barosunun yönetimine YAKIŞMIYORSUNUZ.

Mücadeleci grup üyesi arkadaşları tanımıyorum.

Mücadelelerinde ulusal konuları unutmamalarını diliyorum.

Avukat hakları gurubuna da başarılar diliyorum.

Konuşmasında Türk, Kürt, Ermeni fıkrası anlatalar,

Bir yerlere subliminal mesaj veren arkadaşa sesleniyorum,

Arkanızda kim var bilemiyorum

Ama bizim arkamızda Gazi Kemal Atatürk vardır.

Son sözüm Cumhuriyetçi grubadır.

Yolları açık olsun.

Cumhuriyetin 100. yılında

Yönetiminde Atatürkçü dünya görüşünün egemen olduğu

Atatürk’ün sesi olan bir baroyu görmek dileğiyle başarılar diliyorum.

Tüm bu nedenlerle İzmir Avukatlarının oylarını cumhuriyetçi gruba vermeleri istirham ediyorum  

KEMALİZM MİLLİ İDEOLOJİMİZDİR



5816 Anma Atatürk Başucu Kitapları Cemil ÖZ CHP Cumhuriyetçilik Devletçilik Devrimcilik Diyanet İşleri Başkanlığı Ermeni Mezalimi Halkçılık Hukuk Kemalin Askerleri Kemalizm Laiklik Megali İdea Prof. Dr. Anıl ÇEÇEN Prof. Dr. Ergün AYBARS Tarih Turgut Özakman Türk Modernleşmesi Türk İstiklal Harbi Ulusçuluk İzmir İzmir'in İşgali İzmir Barosu


Diğer Yazılar İçin


Bir cevap yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir